27 Kasım 2012 Salı

http://m.youtube.com/#/watch?feature=share&v=ZiKT1A6yT6c&desktop_uri=%2Fwatch%3Fv%3DZiKT1A6yT6c%26feature%3Dshare&gl=TR Seksenler dizisi, sen yeterki saadet sun
Pekii siz oy verirken , secilecek olan partinin ogrenciler icin ne yapacagi konusunda neden yapacagini sormuyorsunuz, aslinda hepimiz icin gecerli bu, Bizler yeni nesiliz, bizlere yol acacaklar ki, bizler daha ilerilere gidebilelim, degil mi Arkadaşlarrr
2gundur yazamadigim ve gündemden Geri biraktigim icin ozur, Malum vize haftasindayızz, En kısa zamandaa en bomba haberler ile geliyorum, Iyi haftalar hepimize

24 Kasım 2012 Cumartesi

ogretmenler gunu mesaji

Tüm Öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum Iyiki varsınız ... Ve umarım özellikle kendi öğretmenlerim için söylüyorum, Sizin gösterdiğiniz yoksa ilerlemeye calisiyorum, Bizlere nasil bir evlat, nasil bir vatandaş ve Nasil hayirli bir insan olunur , bizlere hayatimizin en başında öğrettiginiz Icin sizlere cokkk tesekkur ediyorum Tekrar yaziyorum İYİKİ VARSINIZZ

İsrail görüşmeleri

'Türkiye ile İsrail görüşmelere başladı' - Ortadoğu - NTVMSNBC.com
Published with Blogger-droid v2.0.9

23 Kasım 2012 Cuma

Öğretmeni ile görüştü

 

 



 
 
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım öğretmenler günü öncesi eski öğretmenleriyle görüştü. 13 öğretmenini de özel araçlarla tek tek evlerinden aldıran Başbakan Erdoğan, öğretmenlerine kitap ve kravat hediye etti.

Öğrenim hayatı boyunca öğretmenliğini yapan hayattaki 13 ismi Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde kabul eden Erdoğan, keyifli anlar yaşadı.

Her bir öğretmenine ayrı bir özel araç gönderen Erdoğan, görüşmenin ardından öğretmenlerini yine aynı araçlarla evlerine bıraktırdı.

Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde saat 14.00’da başlayan görüşme yaklaşık 1.5 saat sürdü.

Görüşmede Başbakan Erdoğan, eski öğretmenleri Ahmet Kahraman, Müzekka Gürbüz, Atilla Şener, Osman Öztürk, Hasan Küçük, Yaşar Fersahoğlu, Hayati Ülkü, Selahattin Kaya, Orhan Oktar, Nurten Kırgız, Yusuf Karaca, Celal Dayındarlı, Semra Ünal Acar ile bir araya geldi. Basın mensuplarının kabul edilmediği görüşmede Erdoğan'ın öğretmenlerine kitap ve kravat hediye ettiği öğrenildi.

Dokunulmazlık Hamlesi

İnceden dokunulmazlık hamlesi

İnce'den dokunulmazlık hamlesi


 

CHP Grup Başkanvekili İnce, "Hakkımda yürütülen iftira kampanyasından kurtulmak ve aklanmak istiyorum" ifadesini kullanarak dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM Başkanlığı'na başvurdu.


ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM Başkanlığı'na yazılı başvuruda bulundu.
İnce, başvurusunda, hakkında TBMM'ye sevk edilen 3/618 ve 3/916 dosya numaralı fezlekelerle dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edildiğini anımsatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Yasama dokunulmazlığımın kaldırılarak, hakkında yürütülen iftira kampanyasından kurtulmak ve aklanmak istiyorum. Bu nedenle Cumhuriyet savcılıklarınca düzenlenen fezlekelerin işleme konularak hakkımdaki fezlekeleri görüşmek üzere Karma Komisyon'un en kısa sürede toplanmasının sağlanmasını arz ve talep ederim" dedi.
CHP'li Muharrem İnce, TBMM Anayasa ve Adalet komisyonlarından oluşan Karma Komisyon'a da başvurdu.
MHP'nin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç hakkında verdiği gensoru önergesinin TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmeleri sırasında, Arınç ile İnce arasında tartışma çıkmıştı. Arınç, İnce'nin Meclis'te "cinsel taciz" iddiasıyla fezlekesinin bulunduğunu ve bu nedenle istifa etmesi gerektiğini söylemişti. Bunun üzerine İnce de dokunulmazlığının kaldırılmasını talep etmişti.
 

"CHP Yerel Seçimlere Güçlü Kadrolarla Girmeye Hazırlanıyor"

CHP İlçe Teşkilatı'nı ziyaret eden CHP Adana Milletvekili ve Balıkesir Denetmeni Turgay Develi, CHP'nin yerel seçimere güçlü kadrolarla girmeye hazırlandığını açıkladı.


Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde,
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Teşkilatı'nı ziyaret eden CHP Adana Milletvekili ve Balıkesir Denetmeni Turgay Develi, CHP'nin yerel seçimere güçlü kadrolarla girmeye hazırlandığını açıkladı.
İlçe yönetim kurulu üyeleri, Küçükköy Belde Teşkilatı, Belediye Meclis üyelerinin katıldığı toplantıda yerel seçim çalışmalarında genel merkez ve örgütlerle koordineli çalışılmasının amaçlandığı belirtildi.
Yaklaşan yerel seçimler öncesi teşkilatlar arası deneyimlerin aktarıldığını söyleyen Balıkesir Denetçisi Turgay Develi, "Daha aktif ve diri kadrolarla seçim çalışması yürütmek istiyoruz. Örgüt mücadelesinde yeni yol haritası belirlenecek" dedi.
İmzasız bir mektupla Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen'e ve Ayvalık Belediyesi'ne yapılan operasyonu değerlendiren Develi, "AKP sistemin çökertilmesi için bütün enstrümanları kullanıyor. Hükümet gündemi kilitlemeye çalışıyor" dedi. Gizli tanık uygulamasının Anayasaya aykırı olduğuna dikkat çeken Turgay Develi, "Dün sanık olanlar bugün tanık oldu. Tüm bu yaşananlar Türk hukuk sisteminin yerlere serildiğinin göstergesidir" ifadelerini kullandı. (BT)

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım Açıklaması


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 13 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a ilişkin, "bu yasanın kötü olduğunu söyleyenlerin, seçim meydanlarında mahcup"...

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 13 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a ilişkin, "bu yasanın kötü olduğunu söyleyenlerin, seçim meydanlarında mahcup olacağını" söyledi.
Yıldırım, Ak Parti İzmir, Aydın, Denizli, Manisa, Uşak, Muğla ve Burdur teşkilatlarının katılımıyla Balçova Termal Otel'de düzenlenen 8. Bölge Yerel Yönetimler toplantısında yaptığı konuşmada, 13 İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a değindi.
Tasarı mecliste görüşülürken çok hararetli tartışmaların yaşandığını ve muhalefetin "sanki bu yasa çıkınca Türkiye eyaletlere bölünecek, üniter devlet yapısı ortadan kalkacak ve bölücülere gün doğacak" gibi bir algı yaratmaya çalıştığını dile getiren Yıldırım, tüm büyükşehir belediyesi sınırlarının il mülki idari sınırları olarak belirlenmesinden kaynaklanan bu eleştirilerde, bu modelin 2004 yılından itibaren İstanbul ve Kocaeli'de başarıyla uygulandığının görmezden gelindiğini belirtti.
Bakan Yıldırım, yasayla başarıyla uygulanan bu modelin artık, tüm büyükşehir belediyelerinde geçerli olacağını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yasayla büyükşehir sayısı 16'dan 29'a çıkmış oluyor. Nüfusun 3'te 2'sinden fazlasını doğrudan ilgilendiren bir yasal düzenlemedir. Bu yasayla yerel yönetimlerin yetkileri ve bütçe imkanları artıyor. Bazı yeni ilçeler de kuruluyor. Daha önemlisi hizmet alanı il sınırlarına genişletildiği için köylere büyükşehir belediyesinin hizmet götürme mecburiyeti geliyor. Bütçelerinin asgari yüzde 10'unu köylerdeki altyapılara ayırmak mecburiyetinde. Örneğin İzmir'de bugün köylere aktarılan bütçenin 3 katı bütçe aktarılacak. Bunun neresi geriye gitmektir. Bu yasanın 'kötü' olduğunu söyleyenler, yarın seçim meydanlarında mahcup olacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bizim görevimiz bu yasayı her türlü çarpıtmadan ari olarak vatandaşlarımıza anlatmak olmalı."
Yıldırım, yasaya yönelik "köyler ortadan kalkıyor" eleştirilerine de işaret ederek, yasayla köylerin belediye hizmetine kavuştuğunu, şehirleştiğini, ülkenin kılcal damarlarına daha büyük güç verilmiş olacağını, her şeyi merkeze çekmek yerine yerele güven duyulmuş olacağını söyledi.
-"Atatürk'ü övmekle kalmıyoruz"-
Bakanlığının sorumluluğunda yürütülen hizmetler hakkında da bilgi veren Yıldırım, son 10 yılda, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana yapılan 6 bin kilometre bölünmüş yola, 16 bin kilometre ilave ettiklerini, havayolunu "halkın yolu' yaptıklarını, hızlı tren hayalini gerçeğe dönüştürdüklerini, iletişim teknolojilerinde Avrupa'nın önüne geçtiklerini ifade etti. Yıldırım, Atatürk'ü övmekle kalmadıklarını, onun yaptıklarını daha öteye taşımaya çabaladıklarını belirtti.

ANAYASA ANKET SONUÇLARI




 

Genel olarak ülkenin birinci niteliğinin ne olması gerektiği sorulduğunda görüşülen kişilerin yüzde 40’ı “güçlüdevlet”, yüzde 39,7’si “istikrarlı ekonomi”, yüzde 20,3’ü de “insancıl toplum” cevabı veriyor. Toplumun görece geri kalmış, mağdur kesimlerinde insancıl toplum talebi diğerlerine göre oldukça yüksek.

İdeal bir anayasanın çözeceği düşünülen ilk iki sorun  Kürt meselesi (yüzde 53,4) ve ekonomik durum olarakgörülüyor (yüzde 40,7).

Anayasanın temel ilkeleri arasında daha çok vurgulanması istenen konular olarak “haksızlığa karşı adalet” (yüzde 65,1) ve “Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi her tür farklılık arasında eşitlik” (yüzde 50,4) isteği öne çıkıyor.

Görüşülen kişilerin yüzde 68,9’u “kalkınma için doğadan hiçbir biçimde fedakârlık yapılamaz” düşüncesinde.

“Farklı nedenlerle Dersim, 6-7 Eylül, Sivas Madımak, Uludere (Roboski) gibi olaylarda devletin gazabınauğramış kesimler için aşağıdaki hangi seçenekler doğrudur?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 13,5’i “özürdilesin”, yüzde 10,2’si “tazminat ödesin” derken yüzde 45,2’si “ikisini de yapsın”, yüzde 31,1’i de “ikisini deyapmasın” cevabı veriyor.

 Anayasa Yapım Sürecine Dair

Görüşülen kişilerin yüzde 78,5’i “toplumun tüm kesimlerinin katıldığı ve uzlaştığı bir anayasanın kabul edilebilir bir anayasa olacağı” fikrinde.
“Sürmekte olan anayasa hazırlık çalışmaları sizin istediğiniz şartlara uygun ilerliyor mu?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 49,9’u “hayır” cevabı verirken, yüzde 33,1’i “kısmen”, yüzde 17’si ise “evet” cevabı veriyor.

Yeni anayasanın yürürlüğe girmesi için hem meclis hem de referandum onayını gerekli görenler yüzde 74oranında.

Anayasanın Temel İlkeleri

“Anayasa Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve evrensel ilkelerle uyum içinde olmalı ve bu konuda hiçbir istisna olmamalıdır” önermesine görüşülen kişilerin yüzde 74,9’u katılıyor.

Anayasa Atatürk ilke ve inkılapları ile Atatürk milliyetçiliğine yer vermelidir” önermesine ise görüşülen kişilerin yüzde 82,3’ü onay veriyor.

Bunlara karşılık “Ankara başkent olmasa da olur” önermesine toplumun üçte ikisinden fazlası karşı çıkarken beşte biri onay veriyor.

 Laiklik

Toplumun yarısı laikliğin anayasada aynen kalması gerektiğini (yüzde 50,6), beşte ikisi ise kalması gerektiğini ancak “devletin tüm dinlere aynı mesafede olacağı şekilde yeniden tanımlanması” gerektiğini düşünüyor. Her on kişiden biri ise laikliğin anayasadan tamamen çıkartılması gerektiği görüşünde.

Diyanet kurumunun anayasada yer alması gerektiğine inananların oranı yüzde 84,3, yer almaya devam ettiği takdirde tüm din ve mezheplere hizmet vermesi gerektiğine inananların oranı yüzde 84,1, anayasadan çıkarılır. ise devletten ve hükümetten bağımsız olmakla birlikte kurum olarak var olmaya devam etmesi gerektiğine inananların oranı yüzde 78,1.

Diyanetle ilgili üç soruya verilen cevaplar bir arada incelendiğinde, toplumda hâkim görüşler şu şekilde ortaya çıkıyor:

Yüzde 71,4’lük kesim diyanet kurumunun anayasada kalması ancak sadece Sünnilere değil herkese hizmet vermesi;

Yüzde 69,2’lik kesim diyanet kurumunun anayasada kalması ancak devletten ve hükümetten bağımsız bir kurum olması;

Yüzde 62,5’lik kesim diyanet kurumunun bağımsız olması ve herkese hizmet vermesi;

• Yüzde 58,5’lik kesim ise diyanet kurumunun anayasada kalması, bağımsız olması ve herkese hizmet vermesi görüşünü savunuyor.

Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersleri hakkındaki sorulara cevap verenler arasında, kaldırılması gerektiğini düşünenler yüzde 3,6 oranında, zorunlu olsun diyenler yüzde 50,1 ve seçmeli olsun diyenler yüzde 46,3 oranında.

“Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersi mevcut haliyle devam edecekse içeriği ne olmalıdır” sorusuna toplumun dörtte üçü (yüzde 76,9) “Sünni Müslümanlık yanı sıra tüm din ve mezhepler öğretilsin”, toplumun yüzde 23,1’i ise “yalnızca Sünni Müslümanlık öğretilsin” diyor.

 Dil 
“Ülkenin resmî dili ne olmalıdır” sorusuna çok büyük bir kesim (yüzde 85) “yalnızca Türkçe olmalıdır” derken, yalnızca yüzde 15’lik bir kesim “Türkçenin yanı sıra bu topraklardaki bütün diller resmî dil olabilir” diyor.

“Temel eğitimde eğitim dili ne olmalıdır?” sorusuna yüzde 73’lük kesim “Yalnızca Türkçe olmalıdır”, yüzde 27’lik kesim de “Türkçenin yanı sıra herkes ana babasından öğrendiği ve konuştuğu dilde eğitim alabilir” cevabını veriyor.

“Seçilmiş yerel yönetimler anadilde veya yerelde insanların konuştuğu dilde eğitim ve kamu hizmetlerinde kullanılmasına ilişkin yetki sahibi olabilmelidir” fikrinde halkın kararsız veya ikiye ayrılmış olduğu görülüyor:
 Yüzde 40’lık kesim bu ifadeye katılıyor, yüzde 45’lik kesim ise katılmıyor.

 Haklar ve Yurttaşlık

Görüşülen kişilerin yüzde 56’sı anayasada halen olduğu şekilde sadece Türk kimliğinin yer alması gerektiğini düşünüyor. Yüzde 35’i ise “Türk, Kürt, Çerkes, Ermeni, Rum, Gürcü gibi tüm etnik kimliklere yer verilmeli”diyor. Yüzde 9 ise hiçbir kimliğe yer verilmemesi taraftarı.

Görüşülen kişilerin yüzde 70’i, devletin başörtüsü, cinsel yönelim gibi her türlü kişisel tercih konusunda, bu tercihler ne olursa olsun tarafsız kalması gerektiği hakkında hemfikir.

Toplumun tüm kesimlerinin, devletin vatandaşlarını ayrımcılığa karşı korumakla yükümlü olduğu konusunda hemfikir olduğu söylenebilir. Görüşülen kişilerin yüzde 92’si şu ifade için “doğru” veya “kesinlikle doğru” diyor:

“Devlet vatandaşlarını, onların tercihlerinden ötürü maruz kalabilecekleri ayrımcılığa ve saldırılara karşı Korumak la yükümlüdür.”

Görüşülen kişilerin yüzde 72’si vatandaşların ait oldukları grup, kültürel kimlik ya da cemaatleri yaşatma özgürlüklerinin tanınmasını istiyor.

Görüşülen kişilerin yüzde 85’i, ait olunan kültürel grup içinde baskıya maruz kalan vatandaşların hakları için devletin müdahale etmesi gerektiğine inanıyor.

Dört kişiden üçü (yüzde 76) öğretmen, hâkim gibi kamu çalışanları da dahil olmak üzere örtünmek isteyen herkesin örtünebilmesi gerektiğini düşünüyor.

Yerel Yönetimler


“Kamu hizmetleri mümkün olduğunca halkın seçtiği yerel kurumlarca yürütülmelidir” fikri dörtte üç oranında destek görüyor.

“Seçilmiş yerel yönetimler yalnızca kendi bölgelerinde geçerli olmak üzere merkezî sisteme ek olarak vergi düzenlemeleri yapabilmelidir” fikri yüzde 33 oranında onay görüyor, yüzde 48,5’lik kesim ise bu fikre karşı çıkıyor.

 Yargının Rolü

•Görüşülen kişilerin yüzde 84’ü “Cumhurbaşkanı, Hükümet, Ordu dahil hiçbir kurum yargı denetimi dışında bırakılmamalıdır” ifadesine katılıyor.

“Askerî Mahkemeler kaldırılmalıdır” ifadesi görüşülen kişilerin yüzde 38’inden onay görürken, daha yüksek oranda (yüzde 46) bir kesim tarafından onaylanmıyor.

“Devletin itibarı ve çıkarı söz konusu olduğunda yargı bireye karşı devletin tarafını tutabilmelidir” ifadesi karşısında toplum ikiye ayrılmış görünüyor. Yüzde 45’i bu durumu doğru bulurken, 38’i karşı çıkıyor.

Görüşülen kişilerin yüzde 77’si “Yargı devleti değil bireyi korumakla yükümlüdür ve bu anayasada yer
almalıdır” şeklindeki ifadeye katılıyor, yüzde 11 ise katılmıyor.

 
Yönetim ve Kurumlar Arası Denge

“Size göre ülke yönetiminde en büyük yetki ve güç kimde olmalı?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 56’sı meclis, yüzde 23’ü devlet başkanı veya cumhurbaşkanı ve yüzde 20’si başbakan veya hükümet cevaplarını veriyor.

“Devlet organları arasında bir mutabakat bulunmadığı durumlarda son karar kime ait olmalıdır?” sorusuna yüzde 44 oranında “anayasa mahkemesi”, yüzde 39 oranında “meclis” ve yüzde 17 oranında “hükümet” cevabı veriliyor.


Seçim ve Siyaset

“Seçim barajının yüzde 4 oranına düşürülmesi” önerisi yüzde 37 oranında destek bulurken, yüzde 42’lik kesim bu öneriyi desteklemiyor.

“Milletvekili, belediye başkanı gibi siyasi görevlere seçilenler, seçimi beklemeden bölgelerindeki seçmenlerin belirli bir sayısının imzası ile görevlerinden alınabilmelidir” ifadesi üçte iki oranında destek buluyor.

Görüşülen kişilerin yüzde 61’i “siyasi partiler herhangi bir şiddet eylemiyle açıkça ilişkisi bulunması dışında hiçbir sebeple kapatılmamalıdır” ifadesini onaylıyor.

 Askerlik

Halihazırda Türkiye’de tüm erkekler için geçerli olan askerlik zorunluğunun yeni anayasada aynen devam etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 70. Ancak her on kişiden üçü profesyonel orduya geçilmesi veya yeni anayasada vicdani red hakkı ya da zorunlu askerlik yerine sosyal hizmet seçeneğine yer verilmesini tercih ediyor.


http://www.konda.com.tr/tr/raporlar/2012_11_KONDA_Anayasa_Anket.pdf

gunaydın

Günaydın, Güzel bir Cuma günü olması dileğiyle Herşey gönlünüzce olsunn

22 Kasım 2012 Perşembe

iki seçim birden !!!


Konda Araştırma Şirketi Anayasa Anket Sonuçları


Genel olarak ülkenin birinci niteliğinin ne olması gerektiği sorulduğunda görüşülen kişilerin yüzde 40’ı “güçlü

devlet”, yüzde 39,7’si “istikrarlı ekonomi”, yüzde 20,3’ü de “insancıl toplum” cevabı veriyor. Toplumun görece

geri kalmış, mağdur kesimlerinde insancıl toplum talebi diğerlerine göre oldukça yüksek.




İdeal bir anayasanın çözeceği düşünülen ilk iki sorun Kürt meselesi (yüzde 53,4) ve ekonomik durum olarak

görülüyor (yüzde 40,7).




Anayasanın temel ilkeleri arasında daha çok vurgulanması istenen konular olarak “haksızlığa karşı adalet”

(yüzde 65,1) ve “Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi her tür farklılık arasında eşitlik” (yüzde 50,4) isteği öne çıkıyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 68,9’u “kalkınma için doğadan hiçbir biçimde fedakârlık yapılamaz” düşüncesinde.


“Farklı nedenlerle Dersim, 6-7 Eylül, Sivas Madımak, Uludere (Roboski) gibi olaylarda devletin gazabına

uğramış kesimler için aşağıdaki hangi seçenekler doğrudur?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 13,5’i “özür

dilesin”, yüzde 10,2’si “tazminat ödesin” derken yüzde 45,2’si “ikisini de yapsın”, yüzde 31,1’i de “ikisini de

yapmasın” cevabı veriyor.


Anayasa Yapım Sürecine Dair




 
Görüşülen kişilerin yüzde 78,5’i “toplumun tüm kesimlerinin katıldığı ve uzlaştığı bir anayasanın kabul

edilebilir bir anayasa olacağı” fikrinde.



 
“Sürmekte olan anayasa hazırlık çalışmaları sizin istediğiniz şartlara uygun ilerliyor mu?” sorusuna görüşülen

kişilerin yüzde 49,9’u “hayır” cevabı verirken, yüzde 33,1’i “kısmen”, yüzde 17’si ise “evet” cevabı veriyor.




Yeni anayasanın yürürlüğe girmesi için hem meclis hem de referandum onayını gerekli görenler yüzde 74

oranında.

1. Yönetici Özeti

Anayasanın Temel İlkeleri



“Anayasa Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve evrensel ilkelerle uyum içinde olmalı ve bu konuda

hiçbir istisna olmamalıdır” önermesine görüşülen kişilerin yüzde 74,9’u katılıyor.




Anayasa Atatürk ilke ve inkılapları ile Atatürk milliyetçiliğine yer vermelidir” önermesine ise görüşülen

kişilerin yüzde 82,3’ü onay veriyor.




Bunlara karşılık “Ankara başkent olmasa da olur” önermesine toplumun üçte ikisinden fazlası karşı çıkarken

beşte biri onay veriyor.


Laiklik





Toplumun yarısı laikliğin anayasada aynen kalması gerektiğini (yüzde 50,6), beşte ikisi ise kalması gerektiğini

ancak “devletin tüm dinlere aynı mesafede olacağı şekilde yeniden tanımlanması” gerektiğini düşünüyor. Her

on kişiden biri ise laikliğin anayasadan tamamen çıkartılması gerektiği görüşünde.




Diyanet kurumunun anayasada yer alması gerektiğine inananların oranı yüzde 84,3, yer almaya devam ettiği

takdirde tüm din ve mezheplere hizmet vermesi gerektiğine inananların oranı yüzde 84,1, anayasadan çıkarılır

ise devletten ve hükümetten bağımsız olmakla birlikte kurum olarak var olmaya devam etmesi gerektiğine

inananların oranı yüzde 78,1.




Diyanetle ilgili üç soruya verilen cevaplar bir arada incelendiğinde, toplumda hâkim görüşler şu şekilde ortaya

çıkıyor:




Yüzde 71,4’lük kesim diyanet kurumunun anayasada kalması ancak sadece Sünnilere değil herkese hizmet

vermesi;




Yüzde 69,2’lik kesim diyanet kurumunun anayasada kalması ancak devletten ve hükümetten bağımsız bir

kurum olması;




Yüzde 62,5’lik kesim diyanet kurumunun bağımsız olması ve herkese hizmet vermesi;



Yüzde 58,5’lik kesim ise diyanet kurumunun anayasada kalması, bağımsız olması ve herkese hizmet

vermesi görüşünü savunuyor.




Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersleri hakkındaki sorulara cevap verenler arasında, kaldırılması gerektiğini

düşünenler yüzde 3,6 oranında, zorunlu olsun diyenler yüzde 50,1 ve seçmeli olsun diyenler yüzde 46,3

oranında.




“Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersi mevcut haliyle devam edecekse içeriği ne olmalıdır” sorusuna toplumun

dörtte üçü (yüzde 76,9) “Sünni Müslümanlık yanı sıra tüm din ve mezhepler öğretilsin”, toplumun yüzde 23,1’i

ise “yalnızca Sünni Müslümanlık öğretilsin” diyor.


Dil





“Ülkenin resmî dili ne olmalıdır” sorusuna çok büyük bir kesim (yüzde 85) “yalnızca Türkçe olmalıdır” derken,

yalnızca yüzde 15’lik bir kesim “Türkçenin yanı sıra bu topraklardaki bütün diller resmî dil olabilir” diyor.




“Temel eğitimde eğitim dili ne olmalıdır?” sorusuna yüzde 73’lük kesim “Yalnızca Türkçe olmalıdır”, yüzde

27’lik kesim de “Türkçenin yanı sıra herkes ana babasından öğrendiği ve konuştuğu dilde eğitim alabilir”

cevabını veriyor.


9




“Seçilmiş yerel yönetimler anadilde veya yerelde insanların konuştuğu dilde eğitim ve kamu hizmetlerinde

kullanılmasına ilişkin yetki sahibi olabilmelidir” fikrinde halkın kararsız veya ikiye ayrılmış olduğu görülüyor:

Yüzde 40’lık kesim bu ifadeye katılıyor, yüzde 45’lik kesim ise katılmıyor.


Haklar ve Yurttaşlık





Görüşülen kişilerin yüzde 56’sı anayasada halen olduğu şekilde sadece Türk kimliğinin yer alması gerektiğini

düşünüyor. Yüzde 35’i ise “Türk, Kürt, Çerkes, Ermeni, Rum, Gürcü gibi tüm etnik kimliklere yer verilmeli”

diyor. Yüzde 9 ise hiçbir kimliğe yer verilmemesi taraftarı.




Görüşülen kişilerin yüzde 70’i, devletin başörtüsü, cinsel yönelim gibi her türlü kişisel tercih konusunda, bu

tercihler ne olursa olsun tarafsız kalması gerektiği hakkında hemfikir.




Toplumun tüm kesimlerinin, devletin vatandaşlarını ayrımcılığa karşı korumakla yükümlü olduğu konusunda

hemfikir olduğu söylenebilir. Görüşülen kişilerin yüzde 92’si şu ifade için “doğru” veya “kesinlikle doğru” diyor:

“Devlet vatandaşlarını, onların tercihlerinden ötürü maruz kalabilecekleri ayrımcılığa ve saldırılara karşı

korumakla yükümlüdür.”




Görüşülen kişilerin yüzde 72’si vatandaşların ait oldukları grup, kültürel kimlik ya da cemaatleri yaşatma

özgürlüklerinin tanınmasını istiyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 85’i, ait olunan kültürel grup içinde baskıya maruz kalan vatandaşların hakları için

devletin müdahale etmesi gerektiğine inanıyor.




Dört kişiden üçü (yüzde 76) öğretmen, hâkim gibi kamu çalışanları da dahil olmak üzere örtünmek isteyen

herkesin örtünebilmesi gerektiğini düşünüyor.


Yerel Yönetimler





“Kamu hizmetleri mümkün olduğunca halkın seçtiği yerel kurumlarca yürütülmelidir” fikri dörtte üç oranında

destek görüyor.




“Seçilmiş yerel yönetimler yalnızca kendi bölgelerinde geçerli olmak üzere merkezî sisteme ek olarak vergi

düzenlemeleri yapabilmelidir” fikri yüzde 33 oranında onay görüyor, yüzde 48,5’lik kesim ise bu fikre karşı

çıkıyor.


Yargının Rolü





Görüşülen kişilerin yüzde 84’ü “Cumhurbaşkanı, Hükümet, Ordu dahil hiçbir kurum yargı denetimi dışında

bırakılmamalıdır” ifadesine katılıyor.




“Askerî Mahkemeler kaldırılmalıdır” ifadesi görüşülen kişilerin yüzde 38’inden onay görürken, daha yüksek

oranda (yüzde 46) bir kesim tarafından onaylanmıyor.




“Devletin itibarı ve çıkarı söz konusu olduğunda yargı bireye karşı devletin tarafını tutabilmelidir” ifadesi

karşısında toplum ikiye ayrılmış görünüyor. Yüzde 45’i bu durumu doğru bulurken, 38’i karşı çıkıyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 77’si “Yargı devleti değil bireyi korumakla yükümlüdür ve bu anayasada yer

almalıdır” şeklindeki ifadeye katılıyor, yüzde 11 ise katılmıyor.


10


Yönetim ve Kurumlar Arası Denge





“Size göre ülke yönetiminde en büyük yetki ve güç kimde olmalı?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 56’sı

meclis, yüzde 23’ü devlet başkanı veya cumhurbaşkanı ve yüzde 20’si başbakan veya hükümet cevaplarını

veriyor.




“Devlet organları arasında bir mutabakat bulunmadığı durumlarda son karar kime ait olmalıdır?” sorusuna

yüzde 44 oranında “anayasa mahkemesi”, yüzde 39 oranında “meclis” ve yüzde 17 oranında “hükümet” cevabı

veriliyor.


Seçim ve Siyaset





“Seçim barajının yüzde 4 oranına düşürülmesi” önerisi yüzde 37 oranında destek bulurken, yüzde 42’lik kesim

bu öneriyi desteklemiyor.




“Milletvekili, belediye başkanı gibi siyasi görevlere seçilenler, seçimi beklemeden bölgelerindeki seçmenlerin

belirli bir sayısının imzası ile görevlerinden alınabilmelidir” ifadesi üçte iki oranında destek buluyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 61’i “siyasi partiler herhangi bir şiddet eylemiyle açıkça ilişkisi bulunması dışında

hiçbir sebeple kapatılmamalıdır” ifadesini onaylıyor.


Askerlik





Halihazırda Türkiye’de tüm erkekler için geçerli olan askerlik zorunluğunun yeni anayasada aynen devam

etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 70. Ancak her on kişiden üçü profesyonel orduya geçilmesi veya

yeni anayasada vicdani red hakkı ya da zorunlu askerlik yerine sosyal hizmet seçeneğine yer verilmesini tercih

ediyor.

http://www.konda.com.tr/tr/raporlar/2012_11_KONDA_Anayasa_Anket.pdf