22 Kasım 2012 Perşembe

Konda Araştırma Şirketi Anayasa Anket Sonuçları


Genel olarak ülkenin birinci niteliğinin ne olması gerektiği sorulduğunda görüşülen kişilerin yüzde 40’ı “güçlü

devlet”, yüzde 39,7’si “istikrarlı ekonomi”, yüzde 20,3’ü de “insancıl toplum” cevabı veriyor. Toplumun görece

geri kalmış, mağdur kesimlerinde insancıl toplum talebi diğerlerine göre oldukça yüksek.




İdeal bir anayasanın çözeceği düşünülen ilk iki sorun Kürt meselesi (yüzde 53,4) ve ekonomik durum olarak

görülüyor (yüzde 40,7).




Anayasanın temel ilkeleri arasında daha çok vurgulanması istenen konular olarak “haksızlığa karşı adalet”

(yüzde 65,1) ve “Türk, Kürt, Sünni, Alevi gibi her tür farklılık arasında eşitlik” (yüzde 50,4) isteği öne çıkıyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 68,9’u “kalkınma için doğadan hiçbir biçimde fedakârlık yapılamaz” düşüncesinde.


“Farklı nedenlerle Dersim, 6-7 Eylül, Sivas Madımak, Uludere (Roboski) gibi olaylarda devletin gazabına

uğramış kesimler için aşağıdaki hangi seçenekler doğrudur?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 13,5’i “özür

dilesin”, yüzde 10,2’si “tazminat ödesin” derken yüzde 45,2’si “ikisini de yapsın”, yüzde 31,1’i de “ikisini de

yapmasın” cevabı veriyor.


Anayasa Yapım Sürecine Dair




 
Görüşülen kişilerin yüzde 78,5’i “toplumun tüm kesimlerinin katıldığı ve uzlaştığı bir anayasanın kabul

edilebilir bir anayasa olacağı” fikrinde.



 
“Sürmekte olan anayasa hazırlık çalışmaları sizin istediğiniz şartlara uygun ilerliyor mu?” sorusuna görüşülen

kişilerin yüzde 49,9’u “hayır” cevabı verirken, yüzde 33,1’i “kısmen”, yüzde 17’si ise “evet” cevabı veriyor.




Yeni anayasanın yürürlüğe girmesi için hem meclis hem de referandum onayını gerekli görenler yüzde 74

oranında.

1. Yönetici Özeti

Anayasanın Temel İlkeleri



“Anayasa Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalar ve evrensel ilkelerle uyum içinde olmalı ve bu konuda

hiçbir istisna olmamalıdır” önermesine görüşülen kişilerin yüzde 74,9’u katılıyor.




Anayasa Atatürk ilke ve inkılapları ile Atatürk milliyetçiliğine yer vermelidir” önermesine ise görüşülen

kişilerin yüzde 82,3’ü onay veriyor.




Bunlara karşılık “Ankara başkent olmasa da olur” önermesine toplumun üçte ikisinden fazlası karşı çıkarken

beşte biri onay veriyor.


Laiklik





Toplumun yarısı laikliğin anayasada aynen kalması gerektiğini (yüzde 50,6), beşte ikisi ise kalması gerektiğini

ancak “devletin tüm dinlere aynı mesafede olacağı şekilde yeniden tanımlanması” gerektiğini düşünüyor. Her

on kişiden biri ise laikliğin anayasadan tamamen çıkartılması gerektiği görüşünde.




Diyanet kurumunun anayasada yer alması gerektiğine inananların oranı yüzde 84,3, yer almaya devam ettiği

takdirde tüm din ve mezheplere hizmet vermesi gerektiğine inananların oranı yüzde 84,1, anayasadan çıkarılır

ise devletten ve hükümetten bağımsız olmakla birlikte kurum olarak var olmaya devam etmesi gerektiğine

inananların oranı yüzde 78,1.




Diyanetle ilgili üç soruya verilen cevaplar bir arada incelendiğinde, toplumda hâkim görüşler şu şekilde ortaya

çıkıyor:




Yüzde 71,4’lük kesim diyanet kurumunun anayasada kalması ancak sadece Sünnilere değil herkese hizmet

vermesi;




Yüzde 69,2’lik kesim diyanet kurumunun anayasada kalması ancak devletten ve hükümetten bağımsız bir

kurum olması;




Yüzde 62,5’lik kesim diyanet kurumunun bağımsız olması ve herkese hizmet vermesi;



Yüzde 58,5’lik kesim ise diyanet kurumunun anayasada kalması, bağımsız olması ve herkese hizmet

vermesi görüşünü savunuyor.




Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersleri hakkındaki sorulara cevap verenler arasında, kaldırılması gerektiğini

düşünenler yüzde 3,6 oranında, zorunlu olsun diyenler yüzde 50,1 ve seçmeli olsun diyenler yüzde 46,3

oranında.




“Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersi mevcut haliyle devam edecekse içeriği ne olmalıdır” sorusuna toplumun

dörtte üçü (yüzde 76,9) “Sünni Müslümanlık yanı sıra tüm din ve mezhepler öğretilsin”, toplumun yüzde 23,1’i

ise “yalnızca Sünni Müslümanlık öğretilsin” diyor.


Dil





“Ülkenin resmî dili ne olmalıdır” sorusuna çok büyük bir kesim (yüzde 85) “yalnızca Türkçe olmalıdır” derken,

yalnızca yüzde 15’lik bir kesim “Türkçenin yanı sıra bu topraklardaki bütün diller resmî dil olabilir” diyor.




“Temel eğitimde eğitim dili ne olmalıdır?” sorusuna yüzde 73’lük kesim “Yalnızca Türkçe olmalıdır”, yüzde

27’lik kesim de “Türkçenin yanı sıra herkes ana babasından öğrendiği ve konuştuğu dilde eğitim alabilir”

cevabını veriyor.


9




“Seçilmiş yerel yönetimler anadilde veya yerelde insanların konuştuğu dilde eğitim ve kamu hizmetlerinde

kullanılmasına ilişkin yetki sahibi olabilmelidir” fikrinde halkın kararsız veya ikiye ayrılmış olduğu görülüyor:

Yüzde 40’lık kesim bu ifadeye katılıyor, yüzde 45’lik kesim ise katılmıyor.


Haklar ve Yurttaşlık





Görüşülen kişilerin yüzde 56’sı anayasada halen olduğu şekilde sadece Türk kimliğinin yer alması gerektiğini

düşünüyor. Yüzde 35’i ise “Türk, Kürt, Çerkes, Ermeni, Rum, Gürcü gibi tüm etnik kimliklere yer verilmeli”

diyor. Yüzde 9 ise hiçbir kimliğe yer verilmemesi taraftarı.




Görüşülen kişilerin yüzde 70’i, devletin başörtüsü, cinsel yönelim gibi her türlü kişisel tercih konusunda, bu

tercihler ne olursa olsun tarafsız kalması gerektiği hakkında hemfikir.




Toplumun tüm kesimlerinin, devletin vatandaşlarını ayrımcılığa karşı korumakla yükümlü olduğu konusunda

hemfikir olduğu söylenebilir. Görüşülen kişilerin yüzde 92’si şu ifade için “doğru” veya “kesinlikle doğru” diyor:

“Devlet vatandaşlarını, onların tercihlerinden ötürü maruz kalabilecekleri ayrımcılığa ve saldırılara karşı

korumakla yükümlüdür.”




Görüşülen kişilerin yüzde 72’si vatandaşların ait oldukları grup, kültürel kimlik ya da cemaatleri yaşatma

özgürlüklerinin tanınmasını istiyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 85’i, ait olunan kültürel grup içinde baskıya maruz kalan vatandaşların hakları için

devletin müdahale etmesi gerektiğine inanıyor.




Dört kişiden üçü (yüzde 76) öğretmen, hâkim gibi kamu çalışanları da dahil olmak üzere örtünmek isteyen

herkesin örtünebilmesi gerektiğini düşünüyor.


Yerel Yönetimler





“Kamu hizmetleri mümkün olduğunca halkın seçtiği yerel kurumlarca yürütülmelidir” fikri dörtte üç oranında

destek görüyor.




“Seçilmiş yerel yönetimler yalnızca kendi bölgelerinde geçerli olmak üzere merkezî sisteme ek olarak vergi

düzenlemeleri yapabilmelidir” fikri yüzde 33 oranında onay görüyor, yüzde 48,5’lik kesim ise bu fikre karşı

çıkıyor.


Yargının Rolü





Görüşülen kişilerin yüzde 84’ü “Cumhurbaşkanı, Hükümet, Ordu dahil hiçbir kurum yargı denetimi dışında

bırakılmamalıdır” ifadesine katılıyor.




“Askerî Mahkemeler kaldırılmalıdır” ifadesi görüşülen kişilerin yüzde 38’inden onay görürken, daha yüksek

oranda (yüzde 46) bir kesim tarafından onaylanmıyor.




“Devletin itibarı ve çıkarı söz konusu olduğunda yargı bireye karşı devletin tarafını tutabilmelidir” ifadesi

karşısında toplum ikiye ayrılmış görünüyor. Yüzde 45’i bu durumu doğru bulurken, 38’i karşı çıkıyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 77’si “Yargı devleti değil bireyi korumakla yükümlüdür ve bu anayasada yer

almalıdır” şeklindeki ifadeye katılıyor, yüzde 11 ise katılmıyor.


10


Yönetim ve Kurumlar Arası Denge





“Size göre ülke yönetiminde en büyük yetki ve güç kimde olmalı?” sorusuna görüşülen kişilerin yüzde 56’sı

meclis, yüzde 23’ü devlet başkanı veya cumhurbaşkanı ve yüzde 20’si başbakan veya hükümet cevaplarını

veriyor.




“Devlet organları arasında bir mutabakat bulunmadığı durumlarda son karar kime ait olmalıdır?” sorusuna

yüzde 44 oranında “anayasa mahkemesi”, yüzde 39 oranında “meclis” ve yüzde 17 oranında “hükümet” cevabı

veriliyor.


Seçim ve Siyaset





“Seçim barajının yüzde 4 oranına düşürülmesi” önerisi yüzde 37 oranında destek bulurken, yüzde 42’lik kesim

bu öneriyi desteklemiyor.




“Milletvekili, belediye başkanı gibi siyasi görevlere seçilenler, seçimi beklemeden bölgelerindeki seçmenlerin

belirli bir sayısının imzası ile görevlerinden alınabilmelidir” ifadesi üçte iki oranında destek buluyor.




Görüşülen kişilerin yüzde 61’i “siyasi partiler herhangi bir şiddet eylemiyle açıkça ilişkisi bulunması dışında

hiçbir sebeple kapatılmamalıdır” ifadesini onaylıyor.


Askerlik





Halihazırda Türkiye’de tüm erkekler için geçerli olan askerlik zorunluğunun yeni anayasada aynen devam

etmesi gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 70. Ancak her on kişiden üçü profesyonel orduya geçilmesi veya

yeni anayasada vicdani red hakkı ya da zorunlu askerlik yerine sosyal hizmet seçeneğine yer verilmesini tercih

ediyor.

http://www.konda.com.tr/tr/raporlar/2012_11_KONDA_Anayasa_Anket.pdf
 

Hiç yorum yok: